# Önce QM'nden bahsederken sihir kelimesinin kullanmına örnekler veriyor. Ve sihir için The Shorter Oxford Dictionary on Historical Principles'tan üç tanım alıyor, ilki şöyle başlıyor: the pretended art of influencing the course of events... Bir de bilimadamı olacağım, amma bu tür b*k atıcı tanımları gayri-mütevazi ve kendini konunun tek uzmanı olarak tekelleştirmenin bir türü olarak algılıyorum. Diğer tanımlar "çok yüksek bir maharet/marifet" ve "ilüzyon".
# Efendim işte QM'nden sihir diye bahseden neredeyse herkes üçüncü anlamı kastediyorlarmış, ama neden örneğin klasik mekanik, coğrafya, kimya ya da biyoloji değil de QM için ısrarla büyü benzetmesi yapılıyormuş. Ana soru bu. Ana fikir de şu:
quantum mechanics is a theory that possesses a completely different structure, that is a different body of scientific knowledge to all previous ones. ... it does not require the introduction of a priori principles regarding nature that other bodies of knowledge implicitly introduce. The violation of those a priori principles and the surprise that this violation causes upon us appears as the real reason behind the use of the word magic in quantum mechanics.# İkici bölümün başlığı ilginç: An approximation to the concept of magic. Yaklaşıklık kelimesinin kullanımı bana "sıcaklık yüksekse bu quantum sisteminde klasik yaklaşıklığı kullanabiliriz", hatta daha beteri "şu gezegeni hesaplarımıza noktasal bir parçacık olarak ekleyebiliriz" cümlesindeki gibi geldi.
# Fizik bağlamında yaklaşıklığını her zaman için deneyle sınayabilirsin. Hatta belki modelinde yok ettiğin detayların ölçüm neticesiyle öngördüğün değerler arasında virgülden sonra şu kadar basamak kadar bir fark yaratacağını önceden belirleyebilirsin. Ama aynı tavır sosyal bilim gibi karmaşık bir bağlamda denenince bence komik oluyor. İçim daha fesat olsa "kendi fikrini doğrulamak için sadece görmek istediğini seçme yahut hiç bakmadan kafadan uydurduğunu dayatmak" oluyor bile diyebilirim.
# Bilimsel bir dil kullanarak sihirden bahsedebilmek için kullanacağı sihir kavramını zamanının mühim antropoloğu James Frazer'dan alıyor. Abi'nin dediğine göre bu adam modası geçmiş, ilerlemeci bir tipmiş. Önyargıyı baştan verdi yani. Bu da Wikipedia'dan: Frazer posited that human belief progressed through three stages: primitive magic, replaced by religion, in turn replaced by science. (İçimdeki genelleme aşkı bambaşka)
# Frazer'a göre sihirin iki prensibi varmış: 1) Benzerlik yasası: taklit yoluyla aynı sonucu tekrar üretme. Herhalde bir ritüeli aynen tekrarlama veyahut bir olay meydana geldiğindeki ortamı aynen kurarak o olayı tekrarlama gibi bir şey kastediliyor. 2) Temas yasası: Bir kere bir araya gelen nesneler ayrılsalarda birbirilerine etki etmeye devam ederler. Voodoo tarzı büyüler bu kategoriye giriyorlar herhalde. Saçının telinden bebek yapıp, onunla kişiyi etkilemek. Frazer'ın ağzından: If my analysis of the magician’s logic is correct, its two great principles turn out to be merely two different misapplications of the association of ideas.
# Benzer bir kavram kargaşası din kelimesinde de oluyor, zen budizmi vs. muhtelif doğu inanışları/perspektifleri din olarak nitelendiriliyor. Böylece bizim için bahsedilebilir oluyorlar, ama muhtemelen onların ne olduklarından epey uzaklaşmış oluyoruz. Keza burada da envai çeşit farklılığı iki prensip altında birleştirip, zaman ve mekandan bağımsız bir büyü tanımı getirmiş amcam. "Tüm toplumlarda ve çağlarda geçerli olan büyü şudur budur." (Zaten sonuna gelindiğinde anlaşılıyor ki yazının amacı QM'nin epistemolojik olarak diğer bilimsel bilgi üretim disiplerinden ne kadar farklı olduğundan dem vurmak, büyü müyü bahane.)
The magician does not doubt that the same causes will always produce the same effects, that the performance of the proper ceremony will inevitably be attended by the desired result# Yanisi Frazer diyor ki büyü sistemi doğanın kendisinde bir düzen ve bütünlük olduğuna ve bunun değiştirilemez yasalarca belirlendiğine inanır. Bunlardan yazarlarımız şu sonuçları çıkarıyorlar. Büyücülük gerçekçilik (büyü gerçekten varolan, gerçek özelliklere sahip nesneler arasındaki ilişkilerle ilgilidir), yerellik ve ayrılabilirlik (önceden temas etmekte olan cisimlerin uzaklaşmaları) prensiplerini içerir.
# Ve nereden çıkardılarsa bu yerelliğin (locality) Einstein'ın kullandığı anlamda uzaktan-anında-etkileşimin büyüyle yapılamayacağına işaret ettiğini yumurtluyorlar. Oysa bence Voodoo olayı böyle bir yoruma son derece müsait. Bence burası biraz uyduruk.
# Devamı uyanınca...
sihir kavramının antopolojik bir irdelemesini kaynak alarak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder