# Önce anne'ye okudum şarkıyı. Onları öldürme, ben besleyeceğim kısmında, "ah çok zor" bakışı attı. Sonra düzenin tekrar kurulduğu kıtayı okuyunca da, "yaa işte mecburen" dedi. O zaman, Anne'nin verdiği içten tepkiyi görüp şarkının belli bir ruhu yakaladığını tespit ettim.Karıncalar mutfağa dolmuşlar
Karıncalar tezgahta dolanırlar
Karıncalar yatağıma dolmuşlar
Karıncalar rüyamda dolanırlarEkmek kırıntısı taşıyorlar yuvaya
Çekirdek kabukları sırtlarındaSıra sıra, peş peşe, dizilmişler yollarında
Son vermişler keşmekeşe, (düzen/nizam belirten birşey birşey)Anne onları sakın öldürme
Bulaşıklar yıkanacak
Beslerim ben onları ekmek peynirle
Düzen tekrar kurulacak
İstilacılar atılacak
Çünkü temizlik şart
# Benim yazdığım sözlerdeki ana kusur, söyleyişinin akıcı olmayışı. Yani melodisine tam oturmadan, o yönü tam dikkate alınmadan yazılmışlar. Başar'a rahatsız edici geliyor. Önceden melodi üstüne failatün failün kalıplarının hazırlanmasını, sözlerin onlara göre yazılmasını önerdim.
# Arada da karıncaların yürüyüşünü, onların seviyesinden sembolize edecek bir bölüm olsun istiyorum. "Karıncaların Marşı" gibin.
# Dün Bahadır'ın zamanındaki yorumunu hatırlattım, Barış da "Bahadır dikkat et bak, Uğur travmatik bir deneyim yaşamış, o zamandan beridir acayip melodiler buluyor" dedi. Gülüştük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder