17 Şubat 2009 Salı

Sukai kurora YAHUT The Sky Crawlers YA DA Sinemada Seyrettiğim İlk (ve tek) Mamoru Oshii Filmi


# IF İstanbul 2009'un Hit Filmler kuşağında Mamoru Oshii'nin adını görünce yıllardır süre gelen, gelip gitmedeki film festivallerine seyirci kalma ataletimden kurtulacağımı anladım. "The Sky Crawlers" Hiroshi Mori deyu bir yazar amcanın altı kitaplık roman serisinin anime uyarlaması.
# Konusu mu? Konusu acayip, zaten seyrederken de anlaşılmıyor. Olayları karakterlerin gözünden görüyoruz. (Film yorumu olarak böyle gereksiz cümleler kurduğum için sanırım sinema dergisinde editör değilim.) Hayatları bir tür kurgu hayat. (Hayır animasyon kurgusundan söz etmiyorum.) Dünya çapında büyük bir gösteri onların gerçeği olmuş. Belki de yönetmen karakterlerin neler hissettiğini daha iyi anlamamız için, hiç gösterinin izleyicisi "normal" birinin perpektifine geçmiyor. Ne olup bittiğini, aynı o karakterler gibi, tam olarak anlayamıyoruz. Filmi seyrettikten sonra konusu için nette araştırma yapmak gerekiyor.
# Evet, konusu demiştik. (Seyredecekler bu paragrafı atlasınlar, ki seyrederken bir önceki paragrafta anlattığım durumun keyfini çıkarabilsinler) Alternatif bir dünyada savaşlar bitmiş. Ama savaşlar o kadar uzun sürmüş ki, insanlar barış mefhumunu unutmuşlar. Milletin alışabilmesi için savaş gösterileri hazırlanmış. "KillDre" denen, genetik kodlarıyla oynanmış, bir yaştan sonra büyüyemeyen ölümsüz mahluklar (çocuklar) bu kurgu savaşın oyuncuları, uçak pilotları. Bir siberpunk klişesi olarak, bunlara hafızaları bile sonradan yükleniyor. Kalacakları üsse gelmeden öncesine dair anıları pek yok. Zaten öğreniyoruz ki, esas oğlan Kannami Yuichi'yi önceden üssün komutanı Suito Kusanagi (evet, Motoko Kusanagi'yle akrabalığından şüpheleniyoruz. Tipi de benziyor) öldürmüş, yani eskiden adı Jinroh (bu da seyretmediğim başka bir Oshii yapıtı) imiş. Kusanagi onu çok sevdiğinden öldürmüş. (O kadar seviyor ki bu beter "hayat"tan kurtulmasını istiyor. Öyle bir sevgi...) Ama bu kardeş sahip olduğu yüksek deneyimler yüzünden pek kıymetli olduğundan resetlenip yeniden üsse geri gönderilmiş. Ondan kelli epey bir süre dejavu hisleriyle ortalıkta dolaşıyor. Jinroh'a ne olduğunu soruyor ama öğrenemiyor. Takımdakiler yeni gelenlere öyle hemen çullanmıyorlar, "bak burası böyle bir yer, biz buyuz, hafızamız şöyle vs." gibi anlatımlara girmekten imtina ediyorlar. Zaten herkesin içi geçmiş. KillDre olmak kolay değil. Donuk heyecansız tipler. Ama çocuklar aynı zamanda. Çocukça da davranıyorlar. Ama garipler. Büyümüş de küçülmüş gibiler. Kaderlerine fazla razılar. Çok bireyseller. İç karartıcılar. Camus'tan alıntı yapıyorlar. Manyakça bir aşk anlaşıyları var. Ay aman, Allah düşmanımın başına vermesin.

Devam edecek...

Hiç yorum yok: